25 Nisan 2014 Cuma

Nevroz Terimi ve Tarihçesi

Nevroz Terimi ve Tarihçesi

Nevroz terimi ilk kez W. Cullen tarafından ortaya atıldı. Nevrozlar uzun süre, belli lezyonlara bağlanmayan işlevsel sinir hastalıkları sayıldı (Babinski). Nevrozlar, başlangıçta akıl hastalığı denen ve nevrozların özel bir sınıfını oluşturan psikozlardan zorlukla ayırt ediliyordu. Cullen'in görüşlerinden çok etkilenen P. Pinel sayesinde, nevrozlar organik bir nedene bağlanmaya başlandı. 19.yy'in ikinci yarısında organcı düşünceler gittikçe başarı kazandı. Bu başarı, hastalığı herhangi organik bir dayanak bulunamayıp nevroz kavramı ortadan kalkma eğilimi gösterinceye kadar sürdü.
Daha sonra, psikiyatri, eski anatomiklik şemalara göre biçimlendirilerek kalıtsal etmenlerin ve bünyesel yatkınlığın eklendiği organcı yorumları sürdürdü. Freud'un Charcot'dan ayrılmasına neden olan işte bu anlaşmazlıktır. Organikcilik konusundaki tartışmalar özellikle, Fransa'da çok yapıldı. Nevrozları sinirsel ve ruhsal işlevlerin çözülüp ayrılması biçiminde yorumlayan H. Ey'in özellikle J. Lacan'dan ayrılmasıyla sonuçlandı. Nevrozların ruhsal kökenli olduğu görüşü, nevrozları toplumsal tavır ve davranışları tutuklayan ruhsal iç çatışmalarla belirginleşen kişilik hastalıkları, diye tanımlayan P. Janet'nin kuramıyla desteklendi. Günümüzde, ruhsal hastalıkların toplumsal kökenli olduğunu savunan başka düşünce akımları da vardır. Bu anlayış özellikle R. Laing tarafından temsil edilen karşıt psikiyatri ve F. Basiglia tarafından temsil edilen deliliği reddedici akım için geçerlidir.
Freud ruhsal nedenselliği bilinçaltına özgü yapı ve dinamizm deyimiyle tanımladı. Nevrozun merkezinde bulunan ruhsal çatışmanın bağlı olduğu üst ruhbilimin boyutları yerel ortamı, ekonomik etmenleri ve kalıtsal özellikleri kapsar. Çatışma, çocuk cinselliğinin Odipus kompleksi çerçevesinde gelişmesiyle örülür. Çatışmanın hastalığa dönüşmesi için, cinsel isteğin doyumundan yoksun kalması gibi özel durumlar gerekir. Bu istekler, o zaman, dolaylı yollardan karşılanmaya çalışılır ve baskı sürerse belirtinin ortaya çıkmasına yardımcı olur. Libidonun tespitiyle ve geri çekilmesiyle birleşen içe atma, nevroza neden olan etmenlerden biridir. Ayrıca, nevrozlunun hastalığına sığınarak kaçtığı gerçek kırıntısı, fantazmalı bir dünya biçiminde yeni baştan ortaya çıkar. Jacques Lacan'ın yapıtları özellikle aşağıdaki kavramlardan yola çıkarak, nevroz ve psikozların yapısal belirlenmesinin yapılabilmesine olanak sağlamıştır: özne'nin bölünmesi, istek, nesne, eksiklik ve atılmadır.

23 Nisan 2014 Çarşamba

bir kitap önerisi

 Hemen her toplulukta onun gibi biri vardır mutlaka. Diğerlerine göre daha çirkindir belki, biraz daha kiloludur; yüzünde sivilceler ya da izler vardır. Ve bizler de o ve onun gibi insanları sevmek konusunda haddinden fazla cimrileşiriz. Hayatımızda onlara da gerçekten sağlam bir yer verebilmek zor olur; ama çoğu zaman da en gerçek dostların bu insanlar olduğunu unuturuz.

Perdita da böyle bir kızdı işte.

Yedi Özgür Sanat

Yedi özgür sanat ya da yedi liberal sanat diyebiliriz. Yedi çeşit bilim ve sanat dallarını sembolize eder. 


Herrad von Landsberg - Hortus Deliciarum

İncelersek;

Trivium adı verilen üçlü grup:

  • Gramer
  • Mantık
  • Retorik
Quadrivium adı verilen dörtlü grup:
  • Aritmetik
  • Geometri
  • Müzik
  • Astronomi

Çok üstü kapalı bahsettiğimden dolayı çevirebilecek olanlar için bir kaynak bırakıyorum:


Günümüzün çok tartışılan, sert eleştiriler alan bir filmiyle başlamak istiyorum; Nymphomaniac.


Bana göre dünyanın en kaliteli yönetmenlerinden olan Lars von Trier, her son çıkardığı filmde mesleğinin doruğuna yaklaştığını bir kez daha gösterir. Nymphomaniac, sırf ailesinin getirdiği kısıtlamalardan dolayı, içinde cinsellik kavramını bastırmış genç/yaşlı çoğu insanın önyargı ile izlediği/izlemediği çoğu filmden biri oldu ne yazık ki. İsterdim ki insan ilişkilerinin gereği olan cinsellik, sinemaya yansıtıldığında bu denli abartılmasın.


Filmin konusuna gelelim.

Joe, nemfomani(seks bağımlılığı) hastası bir kadındır. Joe'nun doğumundan 50 yaşına kadar yaşadığı deneyimlere, bunun üstesinden gelmeye çalışmasına, kendini kabullenme aşamasına şahit oluyoruz. Aynı zamanda cinsellik isteğinin bir aileye, bir ilişkiye, bir çocuğa ne etkiler bıraktığına da. Nymphomaniac Vol. 1 ve Vol. 2 olarak ayrılır. İkinci filmde bayağı duygulandığımı bilirim, bir ifşa sahnesinde. 

Filmin çok konuşulmasına büyük etken de, filmin oyuncuların orgazm olurken çekilen fotoğraflardan oluşan afişidir. 


22 Nisan 2014 Salı

Tanışma Tokalaşması

Merhabalar. 
Bir takım şahsi bahanelerimden dolayı bu blogu açmayı bayağı erteledim. Şimdi tüm çıplaklığımla karşınızdayım.

Öncelikle kim olduğum, nerede yaşadığım, kaç yaşında olduğum, ne işle uğraştığımı belirtme taraftarı değilim. Zaten umrunuzda da olmasın. Yolda yanınızdan geçen herhangi biriyim. Size sinema biletinizi uzatan kişi, yeşil ışık size yanarken yolunuzu kesen yaya, uzun zamandır görüşmediğiniz lise arkadaşınız, ilk aşkınız, ev sahibinizin Almanya'daki oğluyum belki. 
Hem kendi bilgilerimi bir yere toplamak hem de insanlarla paylaşmak adına sokuldum buraya. Birbirimize ısınmamızı umarak iyi okumalar dilerim kardeşlerim.